Yeni Okulları Nerede Açalım?

Başlık yanlış oldu aslında, okul açmaya gerek var mı? Okulları beton binalarda tutmaya ihtiyaç var mı ?

Ortaokuldan yaklaşık 30 yıl önce mezun oldum. Şanslı bir nesiliz biz. Evlerimize ilk televizyonun gelmesinden Netflix’e, internetin 1989 yılında çıkmasından akıllı telefonlarda yüzlerce kişiyle aynı anda online oyun oynama deneyimlerine kadar bir çok değişimi birebir yaşama şansı bulduk.

Fakat tüm bu dinamizmin içinde şaşırtıcı şekilde değişime çok güçlü direnen ve direnmeye devam eden tek bir yapı kaldı, geleneksel eğitim sistemi. 30 yıl önce oturduğumuz sıralarda, benzer kıyafetler içinde hala 1 öğretmenin 40 öğrenciye aynı eğitim içeriğini fark gözetmeksizin öğretmeye çalıştığı bir düzendeyiz. Hatta çoğu şirkette bile halen geleneksel yöntemlerle eğitim verilmeye çalışılıyor.

Eğitim alanında gerçekten reform yapan, kişiselleştirilmiş eğitimi tam anlamıyla gerçekleştiren toplumlar gelecek 50 yıla damgalarını vuracaklar.

Farkında mısınız, dijital reklam çıkarken arkada yapay zeka çalışıyor ve her bir kişi kişiselleştirilmiş mesajlar ve görseller ile hedeflenebiliyor. Oyun oynarken rakibiniz bir insan mı yoksa yapay zeka mı sorusuna kolay cevap veremiyorsunuz. Hayatımızın her alanında yapay zeka bu kadar yoğun ve gelişmiş kullanılırken neden eğitimde kullanmıyoruz ?

Bahçeşehir Üniversitesi’nin oyun tasarım bölümü burs mülakatlarına katıldım. 17 yaşındaki bir genç oyun geliştirmiş ve birkaç güne uygulama marketlerine koyarak yayınlayacak. Nereden öğrendiğini sorunca biraz da şaşkınlıkla, “Udemy’den her şeyi öğrenebilirsiniz” dedi.

Bu kadar basit aslında, hala okullarda kodlama eğitimi konuşurken aslında parlak yetenekler sistemin dışına çıkmış, kendi yollarını bulmuş bile. Klasik sistemler okullara bir kodlama eğitimi koyunca herkese aynı eğitimi verme konseptinin dışına çıkamıyor. Oysa genç yeteneklerimiz tasarım tarafında mı güçlü, yaratıcı becerileri mi var ya da bir veri tabanı mı kodlamak istiyor ?

Hepsi birbirinden farklı ilgi alanları ve yetkinlikler gerektiriyor.

Oysa Udemy ve Lynda gibi platformlar klasik eğitim sisteminin çok önüne geçmiş durumdalar. Bir de Hindistan’da ortaya çıkan ve milyonlarla kullanıcıyı eğiten Toppr’a bakın.

Dijital ortamlarda çok nitelikli, derin ve çeşitli eğitimler hazırlayıp kullanıcıların yetkinlikleri analiz edilerek, ihtiyaç duydukları alanlardaki eğitimlere yönlendirilmesi, arka tarafta çalışan bir yapay zekanın kişi bazlı ilgi alanlarını, gelişmesi gereken yetkinlikleri ve bunların hangi eğitimlerle gelişebileceğini tespit edip her bir kişiye özel bir eğitim programını sunması ve böylece zamanın süper etkin kullanıldığı, kişilerin anlamsız içeriklerle sıkılmadan ilgi alanlarına göre geliştiği bir ortam yaratmak mevcut ulaştığımız teknoloji ile gayet mümkün.

2018 yılında bir sınıfa 40 kişiyi oturtup başlarında bir eğitmen ile aynı eğitim programını dikte etmeye çalışan tüm dünya eğitim sektörü oldukça komik bir çaba içinde. Fırsatı gören, bu geleneksel yapının dışına çıkan kurum ve ülkeler gelecek dönemde lider ülkeler olacak. Yeni bir değişim dalgası geliyor, hazır olun…